Avrupa Yakası - Avrupa Yakası Forumu =) | Anasayfa
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Avrupa Yakası - Avrupa Yakası Forumu =) | Anasayfa

Avrupa Yakası Forumuna Hoşgeldiniz! - avrupayakası
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Gürgen Öz FHM Dergisi Röportajları =))

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
WoLKaN
Admin
Admin
WoLKaN


Mesaj Sayısı : 218
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 19/10/07

Gürgen Öz FHM Dergisi Röportajları =)) Empty
MesajKonu: Gürgen Öz FHM Dergisi Röportajları =))   Gürgen Öz FHM Dergisi Röportajları =)) Icon_minitimePaz Ekim 21, 2007 10:00 pm

Son dönemde herkesin bahsettiği yükselen değer o... Kimi Okan Bayülgen'in programını sırf onun için izliyor kimi de 'Aşk Oyunu' dizisinin hiçbir bölümünü kaçırmıyor. Peki hayatını kaç kişi merak ediyor? Herkes mi, o zaman buyurun röportajı okumaya.

Bu tip röportajlara giriş yazısı olarak yazılacak bir şey bulunamadığı zaman hava durumundan bahsedilerek 'yağmurlu bir gündü...' gibisinden başlıklar atılması olaya daha da edebi bir yön katar, doğrudur. Ama artık röportaj yapacağınız yer Beyoğlu civarıysa 'yağmurlu bir gün' lafı, 'çamurlu bir gündü,' lafıyla eş değer. O güzelim sokaklarda dolaşıp biraz olsun deşarj olmanıza imkan yok. Bunu yapmanız için ayakkabınızı gözden çıkartmanız ya da dikkatli yürümeniz gerekiyor. Ben de bu yüzden Gürgen Öz'le buluşacağım mekana gitmek üzere bir saat öncesinden yola çıktım. Sonuçta Beyoğlu'nun ortasında bir yerde buluşacağımızdan aman ayakkabıyı koruyalım, aman paçalara çamur gelmesin, diye saatte 0,05 km hızla ilerlemekten söz konusu mekana geç kalmak istemedim.
Sözleştiğimiz yere geldiğimde derin bir huzur karşıladı beni. Masalardaki küçük lambalar sayesinde aydınlatılan restoranda bir süre sonra gaza gelip 2005'in kendime göre muhakemesini yapmaya başladım. Bu sırada bir yandan da saate göz atıp tam yarım saat bekletilmiş olmanın dayanılmaz sinirini Kabala öğretilerinde yazan sakinleşme metoduyla yok etmeye çalıştım. Baktım olacak gibi değil aradım Gürgen'i. Tam "Abi neredesin, ağaç olduk burada' gibisinden söylenme atağına girecektim ki onun kararlaştığımız yerin kafe bölümünde beni beklediğini öğrendim ve hızla yanına gittim.
şu sıraların en popüler oyuncusu Gürgen Öz, merak edenler için söylemek gerekirse, adını doğa tutkunu babasından almış. Tahmin edebileceğiniz gibi de bu isimle dalga geçilmez mi, geçilmiş tabii. Arkadaşlarının 'neydi senin adın, çam mıydı, meşe miydi?' diyerek 'ha ha ha' diye gülmelerine uzun süre dayanan Gürgen, şimdilerde kimsede olmayan bir adı taşımanın rahatlığı içinde. Lise sonrası İstanbul üniversitesi, Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölümüne girmiş ama bir süre sonra anfide oturup 'ne yapıyorum ben' diye düşündükten sonra Mimar Sinan üniversitesi'nin tiyatro bölümü imtihanlarına girmiş. Kazanamazsam kimseye rezil olmayayım diye gizli girdiği sınavı kazanan genç adam şimdiler de özellikle Okan Bayülgen'in şovunda yaptığı tiplemelerle bizi çok güldürüyor.

Senin de mi oyunculuk aşkın çocukluktan geliyor?

Evet, tabii... Ama öyle devlet büyüklerinin falan taklitlerini yapmazdım. Kendi kafamda tipler vardı onları canlandırıyordum. Hatta ortaokulda cüzdanımda FBI yazan bir kimlik taşıyordum mesela. Düşün yani. Beni o yüzden kimse ciddiye almazdı.

Şimdi alınıyorsun ama sanırım... Peki önce dizi mi başladı, ben hakkında çok araştırma yapmadan geldim, senden öğreneyim diye.

(Gülüyor) Önemli değil canım takılırız. Evet dizi başladı. Serkan karakterini oynamamı istediler. Aslında fırlama, snob bir adamdı, komik bir karakter değildi. Bu yüzden dizinin yönetmeni Bülent İşbilen'e çok şey borçluyum. Oyuncunun içindeki cevheri çıkartan bir yönetmen, anlayışlı biri. Ben rolü komik bir şekilde yorumlayınca bunu kullanalım, dedi. Sonra Rüya İşçileri de ona göre senaryo yazmaya başladı sağ olsun ve bir anda olay büyüdü.

Ama ben seni Okan Bayülgen'in programında izledim, oraya dahil olmak kolay oldu mu?

Onunla çalışmayı eskiden beri isterdim. Gelip beni bir komedi oyununda izlemişti. Onu Gece Kuşu programından beri izliyorum. Saturday Night Live'ın Türkiye versiyonunu yapıyor o. Programından gerçekten başarılı oyuncular çıktı. İlk toplantıda "canlı yayına çıkıp konuğun mesleği neyse aynı meslek grubunun en kötüsü olarak rol yapacaksınız" dedi. Bir de bu komik olacak... Yazılmış bir metin yok ve bunu oynamak zorundasın...

Tiyatrocu olduğun için belki bu kadar rahatsındır aslında ama senin de şovmen bir tarafın var bence.

Her tiyatrocu canlı yayın yapacak diye bir şey yok. Doğaçlama oynamak başka bir şey. Evet öyle bir tarafım var ama henüz daha tam olarak oluştuğunu düşünmüyorum. şu an öğreniyorum bu işi ama isterim. Zaten Okan Bayülgen'den programcılığı öğreniyorum. İleride yaparım yapmam bilmiyorum ama şu an öğreniyorum.

Gençlik dizisi hadisesinden memnun musun?

"Aşk Oyunu"ndan çok memnunum. Beni tanıtan bir iş, çok samimi. Eski zaman Yeşilçam filmleri gibi sıcak bir tarafı var. Ben normal hayatında da her dakika eğlenen bir insanım, eğlenmesem bu işi yapamam.

Bugün sana gelmeden arkadaşlarımla konuştum da, "Friends" gibi bir dizi sana çok yakışır sanki.

O tarz bişey yapmayı çok isterim. Sit-com'da oynamayı çok istiyorum ama sinema filmi de yapmak istiyorum

Bir süre komik roller üzerine yapışacak sanırım.

Yapışsın, sorun yok. Keşke komedyen olabilsem zaten, öyle anılmak çok güzel bir şey. Sonuçta "Teneke" adlı oyunda drama oynuyorum. Bu normal bir şey değil ama ilerde daha hastalıklı ağır bir rol de oynamayı isterim. Gerçekten iyi yapılabilecek bir aksiyon da olabilir. Ama Amerikan kokan değil, Türk kökenli... Keskin, sert rolleri oynamak isterim ama komediye de aşığım. Komik roller oynamakta hiçbir memnuniyetsizliğim yok.

Olmasın zaten çok başarılısın. Tiyatro sahnesinde ya da ekranda canlı canlı bir şeyler yapmak çok zor olmalı.

Bir kere oyuncular hastadır, bunu baştan söyleyeyim. Normal değil. Karşına 500 kişi, 300 kişi, ne kadar geldiyse onlara kendinizi izlettiriyorsunuz. Bunun için üzerine para alıyorsunuz bir de sonunda alkış bekliyorsunuz. Sonuçta egosantriktir oyuncular. Psikolojinizde öyle bir gedik olacak ki, o hırsla sahneye çıkıp ortalığı yakacaksınız. Önemli olan bu noktada kendini kaybedip "ben sizden daha üstünüm" dememek. Çünkü bizi alkışlayan adam var ediyor.

Peki rolüne bu kadar kendini kaptırmak kişilik bölünmesi yaşatmıyor mu?

Okulda farkındalık eğitimi veriyorlar bize. Bunun bir iş olduğunu, bir parçanız olduğunu benimsiyorsunuz. Ama oyuncuların hepsi oynar normal hayatlarında. Ama birçoğunun hayat içinde de oynadığını anlar karşısındaki. Doğal olamıyorsun.

Benim arkasından "hiç doğal değil" diye konuştuğum bir sürü oyuncu var, sen samimi olduğun için teşekkür ederim.

(Gülüyor) Ama tek kişilik bölünmesi budur. Sürekli başka biri olmaya çalışan, rolüne adapte olmaya çalışan oyuncu sonuçta doğallığını kaybediyor. Bir yerden sonra başkası olmaya çalışmaktan kendisi olmayı unutuyor. Bu yüzden güzel bir kadın ya da kalabalık bir toplum karşısında başka bir kimliğe geçebiliyor. Tabii biz de her zaman kendimizi kaybetmiş, doğallığımızı unutmuş insanlar olarak dolaşmıyoruz. Dönem dönem böyle şeyler olabiliyor.

Peki bu sayı bizim seks sayımız, konuyu senin ilk seks deneyimlerine, seksle tanışmana getirsem ortada soğuk bir rüzgar eser mi?

Sen getir bakalım, esecek mi?

İlkokulda öpüştün mü mesela?

Hah, böyle masumane girelim (gülüyor). İlk öptüğüm kız anaokulundaydı.

Maşallah...

Orada bana aşık bir kız vardı. Ranzalar yan yanaydı ve öpüşmüştük. Onun nefesini ve karşı cinsin tenine dokunma hissini unutamıyorum.

Çok hızlı başlamışsın, böyle mi gitti?

Anaokulundan ben bir kaptırdım... (gülüyor) konservatuar zamanı uzun bir ilişkim oldu. 20-25 yaş arası, en hızlı olmam gereken dönemde ben inanılmaz sadık günler geçirdim. Ondan sonra, çok üzgün olduğumdan, şimdiye kadar da 4 yılım inanılmaz hızlı geçti. şu an yine sakin bir dönemdeyim. Ama her erkeğin böyle hızlı bir dönem yaşaması lazım. Sağlıklı olması için gençliğini yaşaması gerekiyor hakikaten. Yani doymuş yağ oranının yüksek olması gerekir.

Nasıl kadınlar seni cezbediyor?

Ben annesine aşık bir adamım. Anneme benim minnettarlığım ve teşekkürüm bitmez. İlk aşkım annemdir. Ama bir kadında annemi gördüğümde o hoşuma gitmiyor. Annemdeki şefkati, güveni ararım kadında. Ama onun kadar üstüme düşmesin, o zaman daralıyorum. Kendi tavrını korusun, ona has olanı görebileyim istiyorum. Bir kadında en seksi şey kendine güvendir. Vay be ne konuştum...

Kadınların komik erkekleri daha çekici bulduklarına dair tezi, kendi skoruna dayanarak nasıl yanıtlarsın?

Tamamıyla doğru (gülüyor). Bir kadın bana "bir adam seni güldürdüğü zaman, bu adamla bir ömür geçer, bu adamdan çok iyi baba olur" diyordu. Kasmıyoruz, doğal olarak kadınlar mutlu oluyor. Kadınlar bir tek buna bakmıyor tabii. Daha çok karizmasına, statüsüne bakar. Kadını güldürdüğünüz oranda o andan keyif alıyor. Ama güldürmenin de bir karizması olmalı. Ortamın şaklabanı olmak ayrı bir şey, tüm ilgiyi kendin,ize toplayarak ağırlığınızı korumak ayrı bir şey. Bu, kadına çekici geliyor. Kadın üzerine espriler yapıp, ona sataştığınızda kadının egosu okşanıyor ve doğal olarak kadını tavlıyorsunuz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://avrupayakasi.bestofforum.net
 
Gürgen Öz FHM Dergisi Röportajları =))
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Avrupa Yakası - Avrupa Yakası Forumu =) | Anasayfa :: Avrupa Yakası Oyuncuları :: Gürgen Öz (Cesur)-
Buraya geçin: